Zülfikar pek çok kişinin bildiği Üzere Hz. Muhammed ’in(s.a.v) damadı ve amcasının oğlu aynı zamanda dört büyük halifeden biri olan Hz. Ali’nin ucu çatal şeklinde olan kılıcıdır. “Zü” yani “Sahip” ve “Fekâr” yani “Omurga, Boğum” sözcüklerinin birleşiminden “Zülfekâr” Türkçeye “Zülfikar” olarak geçmiştir. Kılıç Hz. Muhammed (s.a.v) tarafından Hz. Ali’ye verilmiştir. Kılıcın nereden geldiği ile ilgili ise çeşitli iddialar bulunmaktadır;
İlk iddia dışında ki 2. ve 3. İddialarda Zülfikar Kılıç Uhud Savaşında düşman askeri olan Amrü bin Adüd kendisine karşı gelecek bir savaşçı ister. Buna karşılık olarak da Hz. Muhammed (s.a.v) kendi kullandığı Zülfikar Kılıcı Hz. Ali’ye verir ve Amrü bin Adüd’ün kaşısına çıkmasına izin verir.
Savaş esnasında Hz. Muhammed(s.a.v) atılan taşlar ve kılıç darbeleri nedeni ile omuzundan yaralanmış ve dişi kırılmış, düşman Hz. Muhamed’in (s.a.v) üzerine gerlirken; Hz. Muhammed (s.a.v) “Yetiş Hücum Et! Ya Ali!” şeklinde selenmiş ve mücadele sonucunda Hz. Ali’nin Zülfikar Kılıcı ile 9 kişiyi öldürdüğü ve vücuduna yetmiş yara alarak son ana kadar Hz. Muhammed’i (s.a.v) savunduğu ve bu sebeple Cebrail’in “Zülfikar’dan Keskin Kılıç! Ali’den Büyük Yiğit Yoktur ” ("Lâ Fetâ İllâ Ali, Lâ Seyfe illâ Zulfikâr") dediği rivayet olunur.
Gümüş Erkek Yüzük ve Gümüş Takılarda bolca kullanılan Zülfikar Kılıç figürünün en önemli özelliği kılıcın çift uçlu olmasıdır. Bu uçlardan biri daha uzun biri daha kısadır ve Bunun anlamı;
Zülfikar kılıcın akıbeti ile de ilgili çeşitli iddialar bulunmaktadır.
Hakkında birçok iddia bulunan Zülfikar Kılıç ile ilgili bilinen bilimsel net kanıtlanmış bir bilgi olmamasına karşın. Anlatılanların özellikle İslam coğrafyasında yaşayan Müslümanlar için çok büyük bir önem, gurur ve umut ışığı taşıdığı gerçeğidir. Bu sebepledir ki Ülkemizde de Zülfikar Figürlü Yüzük, Kolye vb. diğer takı ve aksesuarlar pek çok kadın ve erkek tarafından kullanılmaktadır.